Anadolu Medeniyetleri Müzesi - Geçmişten Günümüze Bir Yolculuk

Ankara'da bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Türkiye'nin zengin tarihini ve kültürel mirasını sergileyen etkileyici bir müzedir. Binlerce yıllık eserlerle dolu koleksiyonu, Anadolu'nun çeşitli medeniyetlerine büyüleyici bir yolculuk sunmaktadır.

MÜZENİN DOĞUŞU VE TARİHİ BİNALARI

Müzenin kurulma fikri, Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde, Anadolu’nun zengin arkeolojik mirasını korumak ve merkezde bir "Eti Müzesi" kurma vizyonuyla ortaya çıkmıştır. İlk müze, 1921 yılında Ankara Kalesi'nin Akkale burcunda, başlangıçta halka açık olmayan, akademisyenlerin ziyaret edebildiği bir depo olarak kurulmuştur.

Anadolu’nun dört bir yanından toplanan eserleri sergilemek amacıyla daha geniş bir mekân ihtiyacı doğunca, 1936 yılında onarımlara başlanarak 15. yüzyıldan kalma iki tarihi Osmanlı yapısı müze olarak düzenlenmiştir. Bu yapılar, Ankara Kalesi’nin dış duvarının güneydoğu kıyısında yer alan Mahmut Paşa Bedesteni ve Kurşunlu Han’dır.

Mahmut Paşa Bedesteni: Fatih dönemi baş vezirlerinden Mahmut Paşa tarafından 1464-1471 yılları arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu yapı, günümüzde müzenin teşhir salonu olarak kullanılmaktadır.

Kurşunlu Han: Fatih dönemi baş vezirlerinden Mehmet Paşa’nın Üsküdar'daki imaretine vakıf olarak yaptırılmıştır. Bugün, araştırmacı odaları, kütüphane, konferans salonu, laboratuvar ve iş atölyeleri gibi bölümleri içeren idari bina olarak hizmet vermektedir.

Her iki yapı da 1881 yılındaki yangından sonra terk edilmiş, ancak uzun süren yenileme çalışmaları sonucunda 1943 yılında orta bölümü ziyarete açılmış ve müze yapısı 1968 yılında son şeklini almıştır.

--------------------------------------------------------------------------------

ANADOLU UYGARLIKLARINA KRONOLOJİK BAKIŞ

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, sahip olduğu kendine özgü koleksiyonları ile Anadolu arkeolojik eserlerini Paleolitik Çağ’dan başlayarak günümüze kadar kronolojik bir sırayla sergilemektedir. Müzenin üst kat salonu, Paleolitik Çağ, Neolitik Çağ, Kalkolitik Çağ, Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Dönemi, Hititler, Frigler ve Urartular olmak üzere toplam 8 bölümden oluşmaktadır.

1. Neolitik Çağ'ın Sırları (MÖ 11.000 - 5.500)

İnsanoğlunun tarımı benimsemeye ve yerleşik hayata geçmeye başladığı bu döneme ait Çatalhöyük ve Hacılar Höyüğü’nden çıkarılan buluntular bu alanda sergilenir.

Oturan Tanrıça Figürini: M.Ö 5750 yılına tarihlenen bu pişmiş toprak figür, iki leopar arasında oturur vaziyette tasvir edilmiştir. Büyük memeleri ve geniş kalçaları, doğurganlık ve verimlilik simgeler.

Çatalhöyük Şehir Planı: M.Ö. 6000’li yıllara tarihlenen bu duvar resminin, arka planda Hasan Dağı’nı ve ön tarafta Çatalhöyük evlerini tasvir ettiği düşünülmektedir. Eğer bu doğruysa, bu resim dünyanın ilk şehir planı olma özelliğini taşımaktadır.

Dünyanın En Eski Aynası: M.Ö. 6000’de, obsidiyenin bir yüzeyi parlatılarak yapılan bu ayna da Çatalhöyük’te bulunmuştur.

2. Tunç Çağları ve Hititlerin Güneşi

M.Ö. 3. binin sonlarına tarihlenen bronz eserler bu bölümde önemli yer tutar.

Hitit Güneş Kursu: Alacahöyük’ten çıkarılan ve M.Ö. 2500-2250 arasına tarihlenen bu tunç kurs, güneşi simgeleyen dairesel bir formdadır ve dini seremonilerde kullanılmıştır.

Geyik Figürlü Güneş Kursu: Yine Alacahöyük’ten çıkarılan bronz figür, Ankara’nın sembollerinden biri haline gelmiştir ve geyik figürü Hititler için kutsal olup doğurganlığı simgeler.

Hasanoğlan Heykelciği: M.Ö. 3000’lerin sonlarına tarihlenen çıplak ana tanrıça heykelciği, elektrumdan yapılmış vücudu ve altın levhalarla süslü baş/omuz askılarıyla dikkat çeker.

3. Yazının Anadolu’ya Gelişi: Asur Ticaret Kolonileri (M.Ö. 1920 – 1750)

Bu dönem, Asurlu tüccarlar aracılığıyla Anadolu’da yazılı tarihi başlatmıştır.

Kültepe Tabletleri: Bu çivi yazılı kil tabletler, Anadolu’daki ilk yazılı iletişim örnekleridir ve mektup, evlilik belgesi, ticari sözleşme gibi çeşitli içeriklere sahiptir. 2015 yılında UNESCO Dünya Belleği Listesi’ne alınmışlardır. Kadınların bu dönemde tüccar eşleri olarak ticari faaliyetlerde aktif rol almaları dikkat çekicidir.

Akadlı Sargon’a Ait Kil Tablet: Eski Asur lehçesiyle yazılmış bu metin, "Kral Sarrukin, Akad Kralı, dört cihanın kralı" unvanıyla Sargon’un zaferlerini anlatır.

4. Hitit İmparatorluğu ve Eşsiz Belgeler (MÖ 1750-1200)

İnandık Vazosu: Müzedeki en kıymetli Hitit buluntularından biri olan vazo, MÖ 1600’lü yıllara aittir ve üzerindeki kabartmalarla kutsal bir evlilik törenini adım adım anlatır. Hitit kültürünün bir başyapıtı olarak kabul edilir.

Hattuşa Bronz Tableti: Hitit Kralı IV. Tuthaliya ile Kurunta arasında yapılan antlaşmayı içeren bu belge, Anadolu’da bugüne kadar bulunmuş tek tunç antlaşma metni olma özelliği taşır ve Hititlerin idari yapısı hakkında paha biçilmez bilgiler sunar.

5. Frig Krallığı ve Ahşap Sanatının Zirvesi (MÖ 1200-600)

Frigler, tekstil ve mobilyacılıkta ustalaşmışlardır.

Kral Midas'ın Çalışma Masası: Gordion’daki Büyük Tümülüs’ten (muhtemelen Kral Midas’ın babası Gordias’a ait) çıkarılan, M.Ö. 750 yılına tarihlenen bu kakma işlemeli ahşap masa, Frig Dönemi ahşap işçiliğinin ender bir örneğidir. Aynı tümülüsten servis sehpaları ve tabureler gibi ahşap mobilyalar da günümüze ulaşmıştır.

Koçbaşı Biçiminde Törensel İçki Kabı: M.Ö. 740 yılına ait bu tunç kaplar, cenaze törenlerinde kullanıldığı düşünülen kutsal içki (librasyon) kaplarına örnektir.

6. Taş Eserler Salonu

Müzenin tarihi Mahmut Paşa Bedesteni'nin ortasındaki kubbeli, dikdörtgen planlı kapalı mekânda, çoğunlukla Hitit ve Geç Hitit Krallıklarına ait eşsiz taş eserler sergilenmektedir. Bu eserler arasında Arslantepe’den çıkarılan Kral Mutallu Heykeli ve Aslantepe Kapı Aslanları yer alır.

--------------------------------------------------------------------------------

EĞİTİM VE ETKİNLİKLER: PAYLAŞAN MÜZECİLİK ANLAYIŞI

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, çağdaş müzecilik anlayışıyla "sergileyen" ve "gösteren" anlayıştan "paylaşan" ve "eğiten" bir yapıya doğru dönüşüm yaşamıştır. 2003 yılında kurulan Eğitim Bölümü, sadece rehberli turlar düzenlemenin ötesine geçerek, okul öncesi ve sonrası çocuklar, gençler ve yetişkinler için atölye çalışmaları, yayınlar, konferanslar ve seminerler içeren kapsamlı bir etkinlikler bütünü oluşturmuştur.

Eğitim programlarının temel amacı, Anadolu Uygarlıkları hakkında bilgi vermenin yanı sıra, özellikle çocukların ve gençlerin düş gücü ve yaratıcılığını arttırmayı, yeni bilgiler üretmesini ve soru sormasını sağlamaktır. Müze, ilköğretim ve üniversitelerin eğitim programlarında yer alan derslerin bir kısmının uygulama alanı olarak kullanılmayı hedeflemektedir.

Müze Eğitim Atölyesi

Müze Eğitim Atölyesi, çağdaş eğitimde etkin rol oynayan karşılıklı 6 atölyeden oluşur. Bu atölye çalışmalarıyla, çok sayıda duyu organını kullanarak etkileşimde bulunan kişilerin yaratıcılık güçleri geliştirilerek aktif eğitim gerçekleşir.

Önemli Atölye Çalışmaları şunlardır:

1. Tablet Atölyesi: Öğrenciler, ıslak kil üzerine Eski Asurca ve Hititçe çivi yazısı hecelerini kullanarak yazı yazarlar.

2. Seramik Atölyesi: Pişmiş toprak eserlerden ilham alınarak kilden seramik objeler yapılır.

3. Sikke Atölyesi: Para kullanılmadan önceki ve sonraki alışveriş bilgileri verilir ve Hitit Kralı IV. Tuthalya’nın mührünün olduğu kalıp ile hatıra sikke basılır.

4. Cilalı Taş Çağı Yaşam Alanı Atölyesi: Yerleşik yaşamda kullanılan aletlerin örnekleri yer alır; tarımda ilk evcilleştirilen buğday ile un elde edilebilir veya ilk el matkabı kullanılarak deri delinebilir.

Ayrıca müze, dezavantajlı gruplara yönelik çalışmalar da yürütmektedir. 2001 yılında bedensel engelli öğrencilerin daha rahat gezebilmesi için sergi salonlarına rampalar yerleştirilmiş, görme engelli öğrenciler için ise dokunarak hissedebilmeye yönelik uygulamalar yapılmaktadır.

--------------------------------------------------------------------------------

PRATİK BİLGİLER VE ZİYARET

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara'nın Altındağ ilçesi, Ulus Atpazarı semtinde, Ankara Kalesi'nin hemen altında Gözcü Sokak No: 2 adresinde yer almaktadır.

Ziyaret Saatleri: Müze kış döneminde 08:30-17:30 saatleri arasında, yaz döneminde ise 08:30-19:00 saatleri arasında açıktır.

Giriş: Müzeye Müzekart ile ücretsiz olarak giriş yapılabilmektedir.

Ziyaret Süresi: Müzenin zengin koleksiyonunu tam olarak deneyimlemek için en az 2-3 saat ayrılması tavsiye edilir.

Ulaşım: Müzeye Ulus Metro durağından yaklaşık 10-15 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabilir.

Tarihi Mahmut Paşa Bedesteni’nin ruhaniyetli duvarları arasında Paleolitik Çağ’dan Hitit İmparatorluğu’na, oradan Friglerin ustalıkla işlediği ahşap mobilyalara uzanan 10.000 yıllık bu zaman tüneli, her ziyaretçiye kendi kültürel mirasıyla gurur duyma fırsatı sunmaktadır. Bu müze, tıpkı bir ansiklopedi gibi, Anadolu’nun derin tarihini sayfa sayfa gözler önüne serer.