Yerebatan Sarnıcı

Yerebatan Sarnıcı İstanbul'un Gizemli Tarihine Yolculuk

Yerebatan Sarnıcı. Bizans döneminden kalan bu eşsiz yeraltı yapıtı, Medusa başlı sütunları ve gizemli hikayeleriyle ziyaretçilerini adeta başka bir zamana taşıyor. Sarnıcı'nı keşfetmeye hazır olun ve İstanbul'un gizli kalmış tarihine tanıklık edin.

İstanbul'un Gizemli Yeraltı Sarayı: Yerebatan Sarnıcı Detaylı Gezi Rehberi

İstanbul, tarihi yarımadanın altında binlerce yıllık sırları saklıyor. Bu sırlar arasında en görkemli, en mistik ve en çok ziyaret edilen yapı hiç şüphesiz Yerebatan Sarnıcı'dır. Sultanahmet'in kalbinde, Ayasofya'nın hemen karşısında bulunan bu eşsiz yapı, yüzyıllar boyunca kentin su ihtiyacını karşılamış devasa bir su deposudur.

Pek çok mermer sütunun suyun içinden yükselmesi sebebiyle halk arasında Yerebatan Sarayı olarak da adlandırılan bu yapının bir diğer adı da, üzerinde daha önce bir bazilika bulunmasından ötürü Bazilika Sarnıcı (Basilica Cisterna)'dır.

--------------------------------------------------------------------------------

İnşa ve Tarihçe: İmparator Justinianus'un Mirası

Yerebatan Sarnıcı, Bizans dönemine ait önemli bir yapıdır. İstanbul'un tarihi yarımadasının su sorunu yaşadığı ve en yakın su kaynaklarının Belgrad Ormanları'nda (30-35 km uzaklıkta) bulunduğu bir dönemde inşa edilmiştir.

İmparator I. Justinianus (527-565) döneminde, şehrin su ihtiyacını karşılamak amacıyla 532 yılında inşa ettirilmiştir. Bazı kaynaklar yapımın 526-527 senelerinde başladığını belirtir. Özellikle 532 yılında çıkan Nika İsyanı sırasında şehirdeki yapıların yanması ve yıkılmasının ardından, Justinianus imar programı kapsamında bu sarnıcı su depolama alanını çoğaltmak amacıyla yaptırmıştır.

Sarnıç, şehrin birinci ve ikinci tepeleri arasındaki bölgelerin su ihtiyacını karşılayan Hadrianus su yollarına bağlanmıştır. Başlangıçta Büyük Saray’ın su ihtiyacını karşılayan sarnıç, Konstantinopolis'in 1453 yılında fethinden sonra Topkapı Sarayı'nın bahçesi için kullanılmaya başlanmış.

Bizans ve Osmanlı Su Sistemi Farkı: Bizanslılar kemerler ve su yolları inşa ederek suyu 1500-1600 yıllık sarnıçlara doldururken, Osmanlılar durgun suyu temiz kabul etmemiş ve sarnıçları aynı amaçla kullanmayı tercih etmemişlerdir. Osmanlılar, ormanlardan getirdikleri suyu çeşmelerden akıtmayı benimsemişlerdir.

Mimari Detaylar ve Kapasite

Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'da bulunan en büyük sarnıçlardan biridir.

Boyut ve Kapasite: Yapı, yaklaşık 9800 metrekarelik bir alanı kapsar. Ölçüleri 138 x 64,6 m olarak belirtilmiş olup, 110 metre uzunluğa ve 70 metre genişliğe sahiptir. Sarnıcın kapasitesi yaklaşık 100.000 tondur.

Sütunlar: Yapıyı tuğla örgülü tonozu taşıyan 336 adet sütun destekler. Bu sütunlar 9 metre yüksekliğindedir. Sarnıç, doğu-batı yönünde 28, güney-kuzey yönünde ise 12 sütun sırasından (her sırada 28 tane olmak üzere) oluşur.

Mimari Yapı: Sarnıç, kayalık bir zemine oturan, tuğladan inşa edilmiş dikdörtgen planlı bir yapıdır. Çevre duvarlarının kalınlığı 4 metredir ve su geçirmez özelliği olan Horasan harcı ile kaplanmıştır.

Devşirme Malzemeler: Sarnıçtaki sütunların her biri birbirinden farklı özelliktedir ve bazıları üst üste bindirilmiş parçalardan oluşmaktadır. Sütun başlıkları genellikle Korint düzeninde, Korint düzeninde yarı-işlenmiş veya iyon karışımıdır. Sarnıcın inşasında, muhtemelen eski binalardan (Roma tapınağı gibi) alınan devşirme malzemeler kullanılmıştır.

Gizemli Sütunlar ve Mitolojik Sırlar

Yerebatan Sarnıcı’nı bu denli büyüleyici kılan, içerdiği mitolojik öğeler ve efsanelerdir.

1. Medusa Başları

Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun kaidesinde, ters ve yan konmuş iki Medusa başı bulunmaktadır. Bu başların nereden getirildiğine dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte, hakkında çeşitli teoriler mevcuttur:

Mitolojik Köken: Medusa, Yunan mitolojisindeki üç Gorgon kız kardeşten biridir. Başlangıçta güzel bir kadınken, tanrıça Athena’nın tapınağında Poseidon ile ilişkiye girdiği için Athena tarafından lanetlenmiş, saçları yılana dönüşmüş ve bakışıyla insanları taşa çevirme gücü kazanmıştır.

Koruyucu Teori: Bir inanışa göre, Medusa başları sarnıcı ve şehri koruma sembolü olarak yerleştirilmiştir. Ters veya yan konulmalarının amacı ise, Medusa’nın taşa çevirme gücünün etkisini nötrlemektir.

Paganizm ve Hristiyanlık: Bir başka teoriye göre, Medusa’nın pagan inanışlara ait olması sebebiyle, Hristiyanlığın yükselişi döneminde eski inançların güçsüzleştirilmesini simgelemek amacıyla özellikle şehrin en görünmeyen noktasına, ters veya yan konularak atılmıştır.

Pratik Neden: En basit açıklamalardan biri ise, sarnıcın sonundaki sütunların kısa kalması sebebiyle, yüksekliği tamamlamak için bu Medusa başlarının kaide olarak kullanılmasıdır.

2. Gözyaşı Sütunu (Ağlayan Sütun)

Sarnıçta, sarkan dal ve gözyaşı damlalarını andıran şekillere sahip, diğerlerinden farklı olarak ıslak bir görünüme sahip bir sütun bulunur ve bu sütuna "Gözyaşı Sütunu" veya "Ağlayan Sütun" denir.

Efsane: Bu sütunun, sarnıcın inşasında emeği geçen ve hayatını kaybeden yüzlerce kölenin hatırasına yapıldığına dair bir rivayet mevcuttur.

İnanç: Ziyaretçiler buraya para atarak dilek tutmakta, hatta buraya parmaklarını sokup 360 derece çevirebilirlerse dileklerinin gerçekleşeceğine inanılmaktadır.

Popüler Kültürdeki Yeri

Yerebatan Sarnıcı, tarihi önemi dışında modern popüler kültürde de yer almıştır. Amerikalı yazar Dan Brown'ın 2013 tarihli Cehennem (Inferno) adlı gerilim ve gizem romanına konu olmuştur. Romanın 2016 yapımı film uyarlamasında, sarnıcın tarihi dokusuna zarar vermemek amacıyla buradaki sahneler için Budapeşte'deki bir film platosunda sarnıcın birebir kopyası yapılmış ve çekimler orada gerçekleştirilmiştir.

Ziyaret Bilgileri (2025 Güncel)

Yerebatan Sarnıcı günümüzde müze ve etkinlik mekanı olarak kullanılmaktadır.

Konum: Ayasofya'nın güneybatısında, Soğukçeşme Sokağı'nda, Milyon Taşı'nın yanındadır.

Ziyaret Saatleri: Sarnıç haftanın her günü ziyarete açıktır ve iki farklı seans sunar: Gündüz Seansı (09.00 – 18.30) ve Gece Seansı (19.30 – 23.50). (18.30 – 19.30 saatleri arasında kapalıdır).

Giriş Ücreti: Sarnıçta Müzekart geçerli değildir. Giriş ücretleri yerli/yabancı ziyaretçi ve seans saatlerine (gündüz/gece) göre farklılık göstermektedir. Gece saatlerinde mistik atmosfer sunulsa da fiyatlar daha yüksektir.

Ulaşım: En kolay ulaşım T1 Kabataş – Bağcılar Tramvay Hattı ile Sultanahmet durağında inmek ve ardından 3 dakikalık kısa bir yürüyüş yapmaktır.

Sonuç:

Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinianus’un 6. yüzyılda yarattığı, mühendislik ve estetiğin birleştiği devasa bir yapıdır. Tıpkı bir yeraltı katedrali gibi, her biri farklı bir tarihi anlatan 336 sütunu, ters duran Medusa başlarının gizemi ve Gözyaşı Sütunu’nun hüzünlü hikayesiyle İstanbul’un en derin ve etkileyici mekanlarından biri olarak ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir.